Davranım bozukluğu, karşı olma/karşı gelme bozukluğu ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ile birlikte çocukluk ve ergenlikte yıkıcı davranış bozukları içinde başlıca bir tanı kategorisi olarak tanınır. Davranım bozukluğu çocukların ve ergenlerin tedavi için başvurdukları en yaygın nedenlerden biridir. Çocuk danışmanlık merkezlerinde en az her 2-4 çocuktan 

biri davranım bozukluğu teşhisi alır.

DSM-IV-TR’e göre davranım bozukluğunun tanı kriterleri aşağıdakilerdir:

Diğer kişilerin temel haklarının ya da temel yaşına uygun toplumsal normların- yada kuralların ihlal edildiği tekrar eden ve ısrarcı bir davranış düzeni geçmiş 12 ay boyunca aşağıdaki kriterlerden üçünün ve ya daha fazlasının; son 6 ayda en az bir kriterin varlığının mevcut olması:

  1. Genellikle kaba davranır, başkalarını tehdit eder ve onların gözlerini korkutur.
  2. Genellikle kavga başlatır.
  3. Başkalarına ciddi bedensel zarar vere bilecek bir silah kullanmıştır ( örn. Bıçak, tabanca, beyzbol sopası).
  4. Diğer insanlara fiziksel şiddet uygulamıştır.
  5. Hayvanlara fiziksel şiddet uygulamıştır.
  6. Kurbanını rahatsız ederek hırsızlık yapmıştır ( örn, saldırı ve gasp, cüzdan çalma).
  7. Birini cinsel davranışa zorlamıştır.
  8. Büyük çapta zarar vermek için kundakçılık yapmıştır.
  9. Başkalarının malına kasten zarar vermiştir.
  10. Birinin evine, arabasına izinsizce girmiştir.
  11. Bir şeyleri ya da birilerinin desteğini kazanmak veya mecburiyetlerden kaçmak için sıklıkla yalan söylemiştir.
  12. Mağdurla yüz yüze gelmeden değerli eşyaları çalmıştır.
  13. 13 yaşından itibaren ailesinin yasaklarına rağmen geceleri çoğunlukla dışarıda geçirir.
  14. Ebeveynleriyle ya da vekil anne babasıyla yaşarken evden en az iki kez birer geceliğine kaçmıştır ( ya da bir kez uzun bir süreliğine kaçmıştır).
  15. 13 yaşına gelmeden sık sık okuldan kaçmaya başlar.

Davranım bozukluğu olan çocuk ve ergenler daha çok DEHB, öğrenme zorlukları, kaygı ve depresyon gibi birçok bozukluktan mustariptirler. DEHB davranım bozukluğu ile ortaya çıkan en yaygın eş zamanlı bozukluktur.

Davranım bozukluğunun oluşmasında biyolojik, psikolojik, sosyal ve birçok risk etmenleri rol oynar.

Biyolojik etmenler genetik, hormonal, nörotransmitter disfonksiyonu, nörolojik, doğum öncesi toksin maruziyeti etmenleri olarak sınıflandırılabilir.

Genetik etmenler: Genetik bağları inceleyen araştırmalar ikizler arasında ve aile mutsuzluğu ve ergen anti-sosyal davranışlar arasında yüksek bir davranım bozukluğu ilişkisi keşfetmiştir. En son ikiz araştırmaları davranım bozukluğunun çeşitli alttürlerini incelemiş, davranım bozukluğu ve eş zamanlı DEHB’li daha küçük yaştaki genetik etki daha önemli bir etmenken, ergenlik başlangıçlı davranım bozukluğu olan kişilerde aile ortamı çok daha büyük bir etkiye sahiptir.

Hormonal etmenler: Araştırmalar genellikle yüksek oranda testesteron ve türevleri başta olmak üzere hormonların davranım bozukluğu ile ilişkilendirilebileceğini gösteriyor.

Nörotransmitter disfonksiyonu: Nörotransmitter disfonksiyonunun çocuklarda, ergenlerde ve yetişkinlerde saldırganlık oluşumundaki rolü araştırılmıştır. Seratonin sinir ileticisinin düşük seviyelerde bulunması çocuklarda saldırganlıkla ilişkilendirilir.

Nörolojik etmenler: Nöroanatomi ve davranım bozukluğunda daha çok yeni bir araştırma şiddete ve saldırganlığa eğilimli kişilerin beyin ön loblarında hasar olduğunu göstermiştir. Otonom sinir sisteminin yetersiz uyarılması başlangıçta ergen antisosyal davranışı ve daha sonra suçlulukla ilişkilendirilmiştir.

Doğum öncesi toksin maruziyeti: Prenatal ve perinatal komplikasyonlar, annenin hamilelik sırasında sigara içmesi, madde bağımlılığı ve aynı zamanda davranışsal problemlerle ilişkilendirilmiştir. Aynı zamanda doğada bulunan kurşun gibi toksik maddelere maruz kalmak da suç işleme ve saldırganlıkla ilişkilendirilmiştir.

Psiko-Sosyal Etmenler: Davranım bozukluğunun gelişiminde en etkili olan psiko-sosyal etmenler ebeveynlik, akran etkisi, çevre ve sosyo-ekonomik belirleyicilerdir.

Ebeveynlik: Bir çocuğun bir sonraki suç davranışlarının belki de en büyük yordayıcısı kötü ebeveyn yönetimidir. Ebeveynlerinin kendilerine karşı düşmanca, olumsuz ve umursamaz tavırlar içinde olduğu çocuklar ruh sağlığı sorunları gelişiminde risklidirler. Aile ve evlilik çatışmalarına çok fazla maruz kalmak ileri dönemlerde şiddet içeren davranışlar geliştirme riskini arttırmaktadır. Bazı Ebeveynler çocuklara disiplin uygularken bunu döverek ya da cezalandırarak gerçekleştire bilir. Aslında bunu erken yaşlarda, çocuklara sınır koyarak, kurallar içerisinde onların disiplini algılamasını sağlayabilirler.

Akran etkisi: Davranım sorunlarında akranlarla ilişkili etmenler, suça yatkın kardeşlerin, yaş grubundan başka çocukların ve çete üyeliğinin olup olmaması düşünülmüştür. Bu üç etmenin her birinin de davranım bozukluğu ile doğru orantılı bir bağlantısı olduğu saptanmıştır.

Çevre ve sosyo- ekonomik etmenler: Gençlerde davranım bozukluğunun oluşmasında güç, toplumdaki düzensizlik, uyuşturucu ve silahlara ulaşabilme, etrafında önceleri suç işlemiş birilerinin olması, şiddete, ırkçı önyargıya, medyada şiddet gösterilmesine maruz kalma gibi etmenler vardır.