İletişim; kişiler arasında duygu, düşünce ve bilgi aktarımını sağlayan sözlü veya sözsüz davranışlar bütünüdür. DSM-5’te iletişim bozuklukları olarak yer alan dil ve konuşma bozuklukları; sosyal ve psikolojik problemleri oluşturmakta, gelecek yaşantılardaki akademik güçlükleri neden olmaktadır. Zamanında terapötik müdahale uygulanması sonucu yüksek verim alınsa da bazı vak’alarda kalıcı olabilmektedir. Çocukluk döneminde en sık görülen nörogelişimsel bozukluklarından biridir.

1.Sözel Anlatım Bozukluğu (Konuşma Dili Bozukluğu, Gelişimsel Ekspresif Afazi)

Bu bozukluğun görüldüğü çocukların kullanılan sözcük sayısı sınırlı düzeyde olup; bu bozukluğu yaşayan çocuklar dili kullanırken hata yapmakta ve sözcükleri hatırlamada güçlük yaşamaktadır. Bu yapılan hatalar, çocukların akademik başarısını olumsuz yönde etkilemekte ve toplumsal iletişim becerilerini düşürebilmektedir. Fakat bu rahatsızlığın görüldüğü çocuklarda herhangi bir zekâ problemi, sosyal-duygusal ilişki güçlüğü gibi durumlar görülmemektedir. Okul öncesi dönem çocuklarında en sık görülen iletişim bozukluğudur.

2.Karışık Dili Algılama-Sözel Anlatım Bozukluğu

Bu bozukluğu olan çocuklar, anlatım güçlüğü ile birlikte cümle veya kavramları anlamada, işitsel ayırt etmede, ses değişikliklerini fark etmede sıkıntı yaşamaktadırlar. Çocuklukta %3-5 oranında görülmektedir. Karışık dili algılama ve sözel anlatım bozukluğu birbirinin devamı olarak ele alınabilmekte ve benzer temel problemleri paylaştığı görülmektedir.

3.Fonolojik Bozukluk (Artikülasyon Bozukluğu)

Çocukların gelişim dönemine uygun olarak çıkartılması gereken seslerin yerine başka sesleri çıkartmaları ‘a’ yerine ‘t’ gibi. Bu bozukluklar çocukların akademik başarısının düşmesinne yol açmakta, çevresel ilişkilerinin zayıflatabilmektedir. Fonolojik bozukluk olarak en çok görülen ses hataları ‘ı,r,s,z,t,ç’ dır. Bozukluğun şiddeti 8-9 yaşına kadar giderek düşebilmekte veya tamamen iyileşme gözlemlenebilmektedir.

4.Kekeleme

Kekemelik, çocukluk döneminde başlayan normal akıcılık ve konuşma alakalı önemli sorunları kapsayan bir konuşma bozukluğudur. Kekemelik problemi yaşayan çocuklar, ne söylemek istediklerini bilirler, ancak söylemekte zorluk çekerler. Çoğunlukla 2-7 yaşlarında başlamakta ve erkeklerde kadınlara oranla 4-5 kat daha yoğun görülmektedir. Yaşam boyu görülme oranı %5, süregenleşme oranı %0.5-1 arasındadır. Küçük yaşlarda başlayan kekemelikte tedavi süresi kısa ve sonlanım görülmekte, genellikle %80 oranında kendiliğinde iyileşme ergenlikte yaşanmaktadır.

Çocuklarda konuşma gecikmesinin en sık yaşanma nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Psikososyal yoksunluk, kötü muameleye maruz kalma,
  • Zihinsel yetersizlik,
  • İşitme azalması/kaybı,
  • Otizm ve diğer yaygın gelişimsel bozukluklar,
  • Birden fazla konuşulan dilin bulunduğu (bilingualizm) ortamda yaşama,
  • Matürasyonel (gelişimsel) dil gecikmesi,
  • Sözel anlatım bozukluğu,
  • Karışık dili algılama-sözel anlatım bozukluğu,
  • Seçiçi konuşmamazlık (selektif mutizm),
  • Serebral palsi gibi nörolojik faktörler yer almaktadır.

İletişim Bozuklukları İle Birlikte Görülen Ruhsal Sorunlar:

Okul döneminde, bu çocuklarda başta okuma bozukluğu olmak üzere diğer öğrenme güçlükleri (yazılı anlatım bozukluğu, matematik bozukluğu), anksiyete bozuklukları, davranış bozuklukları, duygudurum bozuklukları, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, karşı gelme karşıt olma bozukluğu, düşük benlik saygısı, zayıf arkadaş ilişkileri görülebilir. Ruhsal eştanı en çok alıcı dil bozukluklarıdır (%60-80).