Birçok araştırmacı karşıt gelme bozukluğunu davranım bozukluğu ve DEHB bağlı duygusal ve ya davranışsal bir bozukluk türü olarak kabul ederken, bazı araştırmacılar ise bunu öncül bir bozukluk olarak kabul ederler. Karşıt gelme bozukluğu taşıyan bir çocukta genellikle sıkça sinirlenme, sıkça yetişkinlerle tartışma, çekişme,, yetişkinlerin kurallarına uymama ya da 

onların isteklerini yerine getirmeyi reddetme, kasıtlı olarak karşısındakini kızdırmaya yönelik davranışlar sergileme, kendi hataları için başkalarını suçlama, çoğunlukla sinirli ve gücenmiş olma, kindar ve intikam peşinde hareketlerde bulunma gibi davranışlar görülür.

Çok sayıda vakanın katıldığı bir araştırmada karşıt gelme bozukluğunun nedenleri arasında etkisiz ebeveyn yaklaşımı, ilgisiz ve tutarsız disiplin, ölçüsüz cezalandırma, istikrarsız ve katı disiplin dikkati çekmektedir.

DSM-IV-TR KGB için tanı kriterleri aşağıdakilerdir:

En az 6 ay devam eden olumsuz, düşmanca, karşı gelme davranış örneklerinden dört ve ya daha fazlasının mevcut olması

  1. Sık sık hiddetlenme,
  2. Erişkinlerle sık sık tartışmaya girme,
  3. Sık sık erişkinlerin isteklerine uymayarak karşı gelme ve bunları reddetme,
  4. Başkalarını kasıtlı olarak kızdırma,
  5. Kendi yaptığı olumsuz davranışlar için başkalarını suçlama,
  6. Sık sık kolay sinirlenme,
  7. Sık sık kolay gücenme ve içerleme,
  8. Sık sık kin ve intikam isteği.

Karşıt gelme bozukluğunun (KBG) yaygınlık oranı yüzde 2 ile yüzde 16 arasında değişkenlik göstermektedir. KGB erkeklerde kızlara göre 2 kat daha fazla görülür. Genellikle 8 yaş altı çocuklarda daha fazla görülmektedir.

KGB tek başına nadiren görülür. Hiperaktivite, kaygı ve duygu durum bozuklukları ile yüksek düzeyde bağlantılıdır. Bu nedenle KGB teşhisi konanların %80’i DEHB’lidir ve DEHB tanısı konanların %60’ında KGB vardır. Aynı zamanda yapılan bir çalışmada otizm spektrum bozukluğu tanısı konan çocukların yarısından çoğunda KGB kriterlerine uygun olduğu görülmüştür.

Tanı kriterlerinden de görüldüğü üzere, KGB’nin belirgin özellikleri gelişime uygun olmayan davranışlar, yüksek düzeyde olumsuzluk içeren davranışlar, itaatsizlik, özellikle otorite figürlerine yönelmiş düşmanca tavırların ardından görülen karşı koyma ve meydan okuma davranışlarıdır.

Karşıt gelme bozukluğunun gelişmesinde biyolojik faktörler, çocuk yetiştirme ve ailevi faktörler ve çocuğun sosyal bilişsel gelişimi rol oynamaktadır.

Biyolojik faktörler: Yapılan birçok çalışma genetik faktörlerin psiko-sosyal ve çevresel etmenlerle ilişkili olduğunu ve saldırganlık içeren davranışları tetiklediğini göstermiştir. Başka bir çalışmada ise bu bozuklukların adrenerjik genlerle güçlü bir bağlantısının olduğunu ve bu genlerin başta KGB olmak üzere özellikle DEHB ve DB ile de ilişkili olduğunu göstermiştir. Aynı durum hormonal faktörler ve bunların ergen davranışları üzerindeki etkileri için de söylenebilir. Genel olarak yapılan çalışmalar hormon seviyeleriyle davranış problemlerinin ilişkili olduğunu göstermiştir.

Çocuk yetiştirme ve ailevi faktörler: Çalışmalar sürekli olarak çocuk yetiştirme ve ailevi özelliklerin KGB ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Aile fonksiyonlarındaki yetersizlik, düşük gelir, aşırı otoriter tutum, tutarsız disiplin, aile içi sıcaklığın ve yönlendirmenin yetersizliği KGB-nin gelişmesinde rol oynamaktadır.

Karşıt gelme bozukluğu ve dil bozuklukları arasında yüksek bir ilişki bulunmaktadır. Duyguların algılanması ve adlandırılmasında zorluk yaşayan çocuklar genellikle bu duygulara karşılık vermek için gerekli davranış stratejilerini adlandırmadan ve onları içselleştirmekten de yoksundurlar. Aynı zamanda karşıt gelme bozukluğu olan çocuklarda bilişsel bozulmanın olduğu da fark edilmiştir. Antisosyal eğilimleri olan çocukların belirsiz sosyal durumlar karşısında kasıtlı olarak karşısında bulunan insanlara karşı düşmanca davranışlarda bulunduğu gözlemlenmiş ve kişilerarası ilişkileri zedeleyici aktivitelere ve davranışlara yöneldikleri fark edilmiştir.

Karşıt gelme bozukluğu olan çocukların karşılaştıkları en büyük eksiklik problem çözme becerilerinde bulunan sorunlardır. KGB-li çocuklar karşılaştıkları problemlere alternatif çözümler bulmakta zorlanırlar. Onlar için problem çözmenin en iyi yolu saldırganlıktır.